1. Ana Sayfa
  2. Haberler
  3. “Şehir Hastaneleri Ülkemiz İçin Bir Kara Deliktir ”
“ŞEHİR HASTANELERİ ÜLKEMİZ İÇİN BİR KARA DELİKTİR ”

Ankara Dişhekimleri Odası, Ankara Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, şehir hastanelerinin 2018 ve 2019 yılı Sayıştay raporlarını inceleyen bir çalışma hazırladı.

Buna göre, aynı firma Yozgat Şehir Hastanesi'ne çamaşır hizmetini, Sorgun Devlet Hastanesi’nin 14 katı fiyatla veriyor. Bunun gibi çarpıcı örnekler de gösteriyor ki devletin kamu özel ortaklığı yoluyla özel şirketlere yaptırdığı bu hastaneler, bütçe için bir kara delik niteliğindedir. Sağlık meslek örgütleri olarak, kamu özel işbirliği projelerinden vazgeçilmesini istiyoruz.

???? https://t.co/yIT4lYSoJD

ŞEHİR HASTANELERİ ÜLKEMİZ İÇİN BİR KARA DELİKTİR

KÖO yöntemi ile yapılan Şehir Hastaneleri; devlet hazinesinde, karar verildiği, inşa edildiği, hizmete girdiği aşamaların her birinde büyük zararlara neden oluyor.Şehir Hastanelerini yapan şirketler yapılan sözleşmelere uymuyor, kamuyu büyük zarara uğratıyorlar.

Devletin KÖO yoluyla özel şirketlere yaptırdığı bu hastaneler bütçe için bir kara delik niteliğindedir. Bütçeden yapılan katlanarak artan bu ödemeler zaten daralmış olan ekonomimize çok büyük yükler getirmektedir.Durum böyleyken halihazırda yapılmış olan sözleşmelere uyulmaması sonucu uğradığımız zararların dışında, siyasi iktidarın da herhangi bir yaptırım uygulanmaması da tartışılması gereken konular arasındadır.

Biz burada 2018 ve 2019 yılları Sayıştay’ın Şehir Hastaneleri denetim raporları üzerinden kamusal kaynakların yerli ve yabancı şirketlere nasıl peşkeş çekildiğini göstermek istiyoruz. Bahsettiklerimiz sadece bir kısmı ve buzdağının görünen yüzüdür.

Sayıştay’ın 2018 yılı denetim raporuna göre hizmete açılan şehir hastanelerinde bazı hizmetlerin ücretlendirmesinde büyük uçurumlar olduğu, 2018 yılı itibariyle hizmete geçen 8 şehir hastanesine ait harcama belgeleri üzerinden yapılan incelemede atık, sterilizasyon, çamaşırhane, yemek ve görüntüleme hizmetlerinin temin ve hizmet ödemelerine ilişkin belirlenen birim fiyatlarda büyük fark olduğu tespit edilmiştir.

Adana, Mersin, Yozgat, Isparta, Kayseri, Eskişehir, Manisa ve Elazığ şehir hastaneleri arasında tıbbi atık kalemi için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 830 fark bulunduğu, tıbbi olmayan atık alt kaleminde ise bu farkın yüzde 1849’a çıktığı anlaşılmıştır.

Şehir Hastanelerinin çamaşır hizmetlerinin 5 farklı kalem üzerinden karşılandığı, yapılan ödemeler için ameliyathane çarşafları, kişisel hasta kıyafetleri, perdeler (diğer), personel üniforması ve yatak çarşafı olmak üzere toplam 5 alt kalem belirlendiği,  ameliyat çarşafları için yüzde 1506,  kişisel hasta kıyafetleri için yüzde 659, perdeler için yüzde 942, personel üniforması için yüzde 551 ve yatak çarşafı için yüzde 1114  fiyat farkı olduğu tespit edilmiştir.

Yozgat Şehir Hastanesinin çamaşırhane hizmetlerini yürüten alt yüklenicisinin, Sorgun Devlet Hastanesine de aynı hizmeti sunduğu,  firmanın Sorgun Devlet Hastanesi’ne hizmet karşılığı olarak teklif ettiği bedel ile şehir hastanesine sunduğu çamaşır hizmetinin ortalama birim fiyatı arasında 14 kat fiyat farkı olduğu tespit edilmiştir.

2018 yılında faaliyette bulunan tüm şehir hastaneleri için, ameliyat seti için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 1268 fark ameliyathane sterilizasyonu yüzde 3469 olduğu tespit edilmiştir.

Kemoterapi ilaç hazırlama alt kalemi için, en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 35 bin 599 fark olduğu, Elazığ Şehir hastanesinde 1 liraya hazırlanan kemoterapi ilacın Adana’da 355,99 liraya,  Mersin’de 176 liraya, Isparta’da 90 liraya, Eskişehir’de 37 liraya hazırlandığı tespit edilmiştir.

Şehir Hastanelerinin yemek hizmetlerine ilişkin olarak yaptığı ödemelerin, temelde akşam yemeği, gece, ikindi, kuşluk, kahvaltı, öğle yemeği ve diğer olmak üzere 7 alt kalemden oluştuğu, hastaneler arasında yemek ücretleri arasında yüzde 295’e varan oranda farklar bulunduğu anlaşılmıştır.

Sayıştay’ın 2019 denetim raporlarında ise;  şirketlerin sözleşmeler ile temin etmekle yükümlü oldukları tıbbi cihazları temin etmediklerinden, teslim edilmeyen tıbbi cihaz ve ekipmanların ise  hastane içinde şirkete ait  bir depoda bulunduğundan, hatta daha da kötüsü Ankara Numune EAH  ve Yüksek İhtisas Hastaneleri gibi kapatılan devlet hastanelerinin tıbbi cihazları ve bir kısım taşınmazlarının Ankara Şehir Hastanesine taşındığından söz edilmektedir.

Ayrıca Sağlık Bakanlığının Ankara Şehir Hastanesine taşınması planlanan hastanelerin taşınmasının gecikmesi nedeniyle görüntüleme ve laboratuvar ile ilgili  hizmet alımının gerektiğinden çok yüksek bir fiat üzerinden yaptığı belirlenmiştir.

Raporlarda; Şehir hastanelerinin faaliyete geçtiği tarihte şirketin yapımına tamamlayarak teslim etmediği doğalgazdan elektrik üreten  trijenerasyon  tesisleri için Sağlık Bakanlığının herhangi bir yaptırım uygulamadığı. geç teslim edilen veya henüz teslim edilmeyen tesislerin bakım, onarım ve yenilenmesi için de şirkete ödeme yapıldığı, Şehir Hastanelerini yap - kirala - devret modeli ile inşa eden şirketlerin, kira tutarının veya kira süresinin bir kısmından vazgeçmeyi taahhüt ederek KDV istisnasından yararlanmasına rağmen Sağlık Bakanlığı’nın bu yönde bir adım atarak işlem yapmadığını ve para ödemeye devam ettiği açığa çıkmıştır.

Raporlarda KÖO modeli kapsamında, sözleşmenin feshedilmesi veya şirketin sözleşmeyi haksız şekilde feshetmesi hallerinde, ceza ve masraf gibi giderlerin Sağlık Bakanlığı tarafından ödendiği ortaya çıkarılmıştır.

Bursa, Adana, Manisa ve Elazığ Şehir Hastaneleri’nin yer aldığı yerleşkelerin bir bölümünün şantiye halinde olması nedeniyle, İdare tarafından kullanılamadığı, bu alanlarda işçi barakaları ile iş makinelerinin bulunduğu ve bu alanlarda peyzaj projesinde yer alan ağaçlandırma işlerinin yapılmadığı ama bu hizmete dar hizmet bedelinin tam olarak Sağlık Bakanlığı tarafından ödendiği açığa çıkarılmıştır.

Sayıştay denetçileri tarafından faaliyete geçen bazı Şehir Hastanelerinde, sağlık tesisi kampusu içerisinde şirket tarafından ticari amaçlı binalar yapılmaya başlandığı,  ama bu alanlarda inşaatların devam ettiği,  şirket tarafından kullanılan mevcut ticari alanların, idare tarafından onaylanan uygulama projelerinde yer alan ticari alanlardan daha fazla olduğu, örneğin Mersin Şehir Hastanesi sözleşmesine göre, şirket tarafından ticari alanlara ilişkin kira ödenmesi gerekirken kira bedeli belirlenmediğinden ödemenin yapılmadığı ortaya çıkarılmıştır,

Sayıştay raporunda, Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi, Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi, Numune Eğitim Araştırma Hastanesi, Ankara Çocuk Sağlığı Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi ile Dr. Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne taşınmasıyla kapatıldığı, taşınan bu hastanelerin  hasta kabulüne son verildiği halde hastane binaları için 2019 yılında 1 milyon 613 bin 186 TL tutarında elektrik faturası ödendiği, bunun  nedeninin ise  diğer hastanelere ya da kamu kurumlarına devri beklenen taşınır malzemelerin (tıbbi cihazlar ve ekipman), bu malzemelerin devrinden sorumlu az sayıda personelle birlikte faaliyetine son verilen hastane binalarında bulundurulmaya devam ettirilmesi olduğu, yani diğer bir deyişle boşaltılan ve kullanılmayan hastane binaları için boş yere milyonlarca liralık elektrik faturası ödendiği anlaşılmıştır.

KÖO modeli ile yapılan Keçiören EAH’nin yenileme işinde; sözleşmenin 2012 yılında yapılmış olmasına rağmen inşaat işlerinin zamanında bitirilemediği, Sağlık Bakanlığı'nın 1 milyon 272 bin TL ödediği, sözleşmede öngörülen gecikme cezalarının uygulanması ve sözleşmedeki bildirim usulüne uyularak yükleniciye yapılmayan eksik imalatların tamamlattırıldığına dair herhangi bir belge olmadığı belirtilmiştir.

Ayrıca Türkiye Halk Sağlığı ve Tıbbi Cihaz Kurumu Kampüs Projesi’ne ilişkin sözleşmenin feshedilmiş olmasına rağmen şirketin proje alanından çıkmadığı, şirket tarafından proje kapsamındaki hazine arazisi ve orman arazisi üzerine beton santrali kurulduğu tespit edilmiştir.

Biz sağlık meslek örgütleri olarak usulüne uygun yapılmamış tüm bu sözleşmeler ile ilgili olarak hukuki sürecin başlatılmasını talep ediyoruz. 

Daha önceden de belirttiğimiz gibi sadece bir kısmını anlatabildiğimiz bu olumsuz tespitlerle bile kamu kaynakları büyük zararlara uğratılmıştır. Biz sağlık meslek örgütleri olarak siyasal iktidarlar tarafından kamu kaynaklarının yetersizliği gibi gerçekçi olmayan bir gerekçe üzerinden yerli ve yabancı sermayeye kaynak aktarılması olarak tanımlayabileceğimiz KÖO projelerin vazgeçilmesini istiyoruz..

Bizler geç de olsa bu yanlıştan dönülmesini, şirketlerin değil kamunun yararının gözetilmesini istiyoruz.

 

 

 

Paylaş

Diğer Haberler
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam