1. Ana Sayfa
  2. Ado'dan Size Özel
  3. Hukuki Görüşler
  4. Vakif Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi Olan Dişhekimlerinin Odaya Üyeliklerinin Zorunlu Olup Olmadiği Konusundaki Hukuki Değerlendirmemiz

Değerli Meslektaşlarımız,

Odamız Hukuk Müşavirliği'nin Vakıf Üniversitesinde görev yapan meslektaşlarımızın odaya kayıt olma zorunluluğu ile ilgili hukuki değerlendirmesi aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

Saygılarımla,

Dişhekimi Helin ARAS TEK

Ankara Dişhekimleri Odası

Genel Sekreteri

Konu: Vakıf Üniversitesi öğretim üyesi olan diş hekimlerinin odaya üyeliklerinin zorunlu olup olmadığı konusunda hukuki değerlendirmemizin sunulmasıdır. Vakıf Üniversitelerine ait Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan diş hekimi öğretim üyelerinin Diş Hekimleri Odası’na üye olma zorunluluğu bulunup bulunmadığı konusunda hukuki değerlendirme istenilmiştir.

Üyeliğin zorunlu olup olmadığı tartışılacak olan kurum Türk Diş Hekimleri Birliği’ne bağlı Diş Hekimleri Odalarıdır. Türk Diş Hekimleri Birliği,3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu ile kurulmuştur. Kanun 3. Maddesinde odaların kuruluş amaçları, nitelikleri ve faaliyet sınırları belirtilmiştir. Maddeye göre; “Odalar, bu Kanunda yazılı esaslar uyarınca diş hekimliği mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak,bu mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ve hastaları ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıile kurulan tüzelkişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlardır”.

Odaya kayıt zorunluluğu ise 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’nun 17. maddesinde yer almaktadır. Madde de diş hekimlerinin odaya üye olması genel kural, üye olmanın zorunlu olmadığı haller ise istisna olarak düzenlenmiştir. İstisna hükümleri 2 ve 3. fıkralarda düzenlenmekle birlikte somut olgu ile ilgili olarak yorumlanması gereken fıkra 2. fıkradır. Bu fıkrada; “Mesleklerini serbest olarak icra etmeksizin kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışan diş hekimleri ile herhangi bir sebeple mesleğini icra etmeyenler istedikleri takdirde Odalara üye olabilirler”düzenlemesi yapılmıştır.

Esasen üyelik ile ilgili 17. madde de yer alan düzenlemeler ile odaların kuruluş amaçları ve işlevlerine ilişkin 3. Maddeki hükümarasında bir uyumsuzluk söz konusudur. Çünkü mesleği kamu yararına geliştirilme, meslektaşların hastalar ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılma ve hatta meslek disiplini ve ahlakını koruma görevi verilen odaların bu görevi yapabilmeleri için diş hekimliği mesleğini yapan bütün diş hekimlerinin diş hekimleri odasına üye olmaları gerekir.

Madde bir taraftan diş hekimlerinin hastalarla ilişkilerinde mesleki deontolojiyi korumaya yönelik üyelik zorunluluğu düzenlenirken; diğer taraftan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışan diş hekimlerinin de hekimlik hizmeti verdiği, diş tedavisini yaptığı kişilerin hasta olduğu ve buradaki hastalarla diş hekimleri arasındaki ilişkinin de hasta hekim ilişkisi olduğu gözardı edilmektedir. Hatta kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan diş hekimleri mesleğini icra etmeyen diş hekimleri ile aynı statüde kabul edilmektedir. Başta yer verdiğimiz 3224 sayılı Yasanın 3. Maddesinde düzenlenen odaların amaç ve işlevleri açısından bakıldığında nerede icra edilirse edilsin bütün diş hekimlerinin odaya üye olması gerektiği değerlendirilebilir. Hatta akademisyen diş hekimlerinin diş hekimi yetiştirdikleri düşünüldüğünde üyeliklerinin daha da önemli olduğu söylenebilir.

3224 Sayılı Yasanın 17. Maddesindeki çelişkili düzenleme pek çok anayasal ilkeye aykırı olmakla birlikte kaynağını 1982 Anayasasının 135. Maddesinden aldığından Anayasaya aykırılık itirazında bulunma olanağı ne yazık ki yoktur.

Üyeliği zorunlu olmayan diş hekimlerinin istisna hükmü yorumlanarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle istisna hükümlerinin dar yorumlanması gerekliliğine ilişkin yorum ilkesi gözönünde bulundurulmalıdır.

Bu açıklamalardan sonra vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim üyelerinin üyelik yükümlülükleri, üyelik zorunluluğuna ilişkin 17. Madde, 2547 sayılı Yasa ve ilgili mevzuat ışığında değerlendirilecektir..

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na 2880 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek Madde 2'de, vakıfların, kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla ve mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen usul ve esaslara uymakla yükümlü oldukları düzenlenmiştir

Danıştay İdari Dava DaireleriKurulu’nun 12.3.2010 gün ve 2010/5 YD itiraz nolu kararında;

  • Anayasa'nın130. maddesinde belirtilen vakıf yükseköğretim kurumlarının mali ve idari konular yönünden devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumlarından farklı olması, vakıf yükseköğretim kurumlarında istihdam edilen akademik personelin mesleki güvenceden yoksun kılınması sonucuna yol açamayacağı,
  • Dolayısıyla, vakıf yükseköğretim kurumlarında istihdam edilecek akademik personelin mesleki güvencelerine ilişkin çalışma esaslarının (akademik personelin atanması, görevleri, unvanları, emeklilikleri, terfileri ve görevlerine son verilmesi gibi) idari sözleşmeyle belirlenmesi; akademik personelin yukarıda belirtilenler dışında kalan özlük haklarının ise (ücret, prim, çalışma saatleri, tatil günleri ve sosyal güvenlik gibi) İş Kanunu hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Devlet Personel Başkanlığı’nın bir vakif üniversitesinin başvurusu üzerine verdiği ve 11 Kasım 2008 gün ve 29 sayılı Bülten’in 72. Sayfasında yayınlanan görüşünde de konuya bir başka açıdan yorum getirilmiştir. Anılan görüşte “Vakıf üniversitelerinin kamu tüzel kişiliğini haiz olmakla birlikte, özel bir vakıf üniversitesi olması hasebiyle;217 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Kapsam" başlıklı 2 nci maddesinde yer verilen kurum ve kuruluşları kapsamında olmadığı, bu üniversitede de çalışanlarında kamu personeli statüsünde sayılamayacağı değerlendirilmiştir”

1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Yasanın “Tamgün” adı ile bilinen 21.1.2010 tarih ve 5947 sayılı Yasa ile değişik 12. Maddesindetabiplerin ve diş tabiplerinin çalışma sınırlamaları düzenlenmiştir. Maddenin değişik ikinci fıkrasında kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık kuruluşları (a) bendinde düzenlenirken, vakıf üniversitelerine ait sağlık kuruluşları, özel sağlık kuruluşları ile aynı statüde sayılarak (b) bendinde düzenlenmiştir.

Görüldüğü üzere Vakıf Üniversitelerinde çalışan öğretim üyeleri; bilimsel özerklik ilkesi uyarınca kamu üniversitelerinde çalışan öğretim üyeleri ile eşit statüde sayılırken, özlük hakları konusunda aynı statüde değerlendirilmemektedir. Meslek uygulamaları yönünden ise vakıf üniversitelerinde yapılan çalışmalar özel sağlık kuruluşlarında yapılan çalışmalarla aynı nitelikte kabul edilmekte, kamu kurum ve kuruluşlarında yürütülen çalışma olarak nitelendirilmemektedir. Devlet Personel Dairesi Başkanlığı da vakıf üniversitelerinde çalışan personeli kamu personeli statüsünde saymamaktadır.

Bütün bunlarla birlikte 3224 sayılı Yasanın 3. Maddesinde odaların kurulma amacı ve işlevleri ile 17. Maddenin 2. Fıkrasında yer alan istisna hükmü değerlendirildiğinde Vakıf Üniversitelerine bağlı Diş Hekimliği Fakültelerinde görev yapan diş hekimi öğretim üyelerinin odaya üyeliklerinin zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır. Bilgilerinize sunulur. Saygılarımla. 25.04.2012

Av. Ziynet Özçelik

Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam